ağır ağır

Significados de "ağır ağır" en diccionario inglés turco : 13 resultado(s)

	Categoría	Turco	Inglés
General
1	General	ağır ağır	bit by bit adv.
2	General	ağır ağır	slowly adv.
3	General	ağır ağır	largo adv.
4	General	ağır ağır	ponderously adv.
5	General	ağır ağır	laggardly adv.
6	General	ağır ağır	by inches adv.
7	General	ağır ağır	laggingly [rare] adv.
8	General	ağır ağır	lagly adv.
9	General	ağır ağır	aslug [obsolete] adv.
10	General	ağır ağır	languidly adv.
11	General	ağır ağır	snail-like adv.
Idioms
12	Idioms	ağır ağır	inch by inch expr.
Gastronomy
13	Gastronomy	ağır ağır	very slowly adv.

Significados de "ağır ağır" con otros términos en diccionario inglés turco: 500 resultado(s)

	Categoría	Turco	Inglés
Common Usage
1	Common Usage	ağır tiryaki	heavy smoker n.
Tom is a heavy smoker, isn't he? Tom bir ağır tiryaki, değil mi? More Sentences
2	Common Usage	ağır	serious adj.
This is a serious medicine. Bu ağır bir ilaç. More Sentences
3	Common Usage	ağır	slow adj.
Do you remember how slow the internet used to be? İnternet eskiden ne kadar ağırdı, hatırlıyor musun? More Sentences
4	Common Usage	ağır	weighty adj.
The Laeken declaration is couched in words which satisfy one and all, weighty words. Laeken deklarasyonu, herkesi tatmin eden, ağır kelimelerle ifade edilmiştir. More Sentences
5	Common Usage	ağır	heavy adj.
There is therefore a heavy responsibility upon us all, including the Greek Presidency. Bu nedenle, Yunanistan Dönem Başkanlığı da dahil olmak üzere hepimizin üzerinde ağır bir sorumluluk bulunmaktadır. More Sentences
6	Common Usage	ağır	severe adj.
I don't think he deserved such severe punishment. Bence o bu kadar ağır bir cezayı hak etmedi. More Sentences
General
7	General	ağır iş	hard work n.
A chance to do as we please, especially to do as little hard work as possible, is a secret desire of almost everybody. İstediğimizi yapma şansı, özellikle de mümkün olduğunca az ağır iş yapmak, hemen herkesin gizli arzusudur. More Sentences
8	General	ağır ceza	severe punishment n.
This serious charge gives Castro the chance to impose excessively severe punishments under Law 88. Bu ciddi suçlama Castro'ya 88 sayılı yasa uyarınca aşırı ağır cezalar uygulama şansı vermektedir. More Sentences
9	General	ağır yük	heavy goods n.
A large proportion of these accidents is caused by vehicles carrying passengers or heavy goods. Bu kazaların büyük bir bölümüne yolcu ya da ağır yük taşıyan araçlar neden olmaktadır. More Sentences
10	General	ağır sıklet	heavyweight n.
The heavyweight champion of the world defended his title. Adam, dünya ağır sıklet şampiyonu unvanını korudu. More Sentences
11	General	ağır eleştiri	hatchet job n.
After the hatchet job my boss did on my proposal, I'm not sure how long I want to keep on working here. Teklifimle ilgili patronumun yaptığı ağır eleştiriden sonra, burada çalışmayı ne kadar süre sürdürmek istediğimden emin değilim. More Sentences
12	General	ağır yük	incubus n.
The financial burden of debt was an incubus that haunted him. Borcun mali sorumluluğu adamın omuzlarında ağır bir yüktü. More Sentences
13	General	ağır silahlar	artillery n.
The soldiers had artillery. Askerlerin ağır silahları vardı. More Sentences
14	General	ağır hasar	heavy damage n.
We suffered heavy damage from the typhoon. Tayfundan ötürü ağır hasar gördük. More Sentences
15	General	ağır kayıplar	heavy losses n.
The storm brought heavy losses. Fırtına ağır kayıplar getirdi. More Sentences
16	General	ağır yaralanma	severe injury n.
She suffered severe injuries. Ağır yaralanmıştı. More Sentences
17	General	ağır depresyon	severe depression n.
Mary is showing signs of severe depression. Mary ağır depresyon belirtileri gösteriyor. More Sentences
18	General	ağır yaptırım	severe sanction n.
We must not forget that our severe sanctions are the only alternative to punishments that affect the population. Unutmamalıyız ki ağır yaptırımlarımız, halkı etkileyen cezaların tek alternatifidir. More Sentences
19	General	ağır eleştiri	heavy criticism n.
The United States, as you know, has come in for the heaviest criticism. Bildiğiniz gibi ABD en ağır eleştirilere maruz kalmıştır. More Sentences
20	General	ağır eleştiri	severe criticism n.
He was subjected to severe criticism. Ağır eleştirilere maruz kaldı. More Sentences
21	General	ağır sorumluluk	weighty responsibility n.
I hope that in the next couple of weeks and months, we will prove worthy of those additional weighty responsibilities. Umarım önümüzdeki birkaç hafta ve ay içinde bu ek ağır sorumluluklara layık olduğumuzu kanıtlarız. More Sentences
22	General	ağır uyuşturucu	hard drug n.
These are the gateway to hard drugs, which lead to abuse and social destitution. Bunlar, kötüye kullanım ve sosyal yoksunluğa yol açan ağır uyuşturuculara açılan kapıdır. More Sentences
23	General	ağır sorumluluk	heavy responsibility n.
The partnership with the Russian Federation is placing heavy responsibilities on the EU. Rusya Federasyonu ile ortaklık AB'ye ağır sorumluluklar yüklüyor. More Sentences
24	General	ağır ceza	severe penalty n.
This, of course, does little for harmonisation because almost all national laws allow for severer penalties. Bu elbette uyum için pek bir şey ifade etmiyor çünkü neredeyse tüm ulusal yasalar daha ağır cezalara izin veriyor. More Sentences
25	General	ağır vaka	severe case n.
In severe cases, cracks can form or it can snap apart. Ağır vakalarda çatlaklar oluşabilir ya da parçalanabilir. More Sentences
26	General	ağır deri ayakkabı (erkek)	brogue n.
He polished his brown brogues. Adam, kahverengi ağır deri ayakkabılarını parlattı. More Sentences
27	General	ağır basmak	outweigh v.
However, I believe that the advantages outweigh the disadvantages. Bununla birlikte avantajların dezavantajlardan daha ağır bastığına inanıyorum. More Sentences
28	General	ağır basmak	preponderate v.
The evidence presented in court was preponderated over the defendant's testimony. Mahkemede sunulan kanıtlar sanığın ifadesine ağır basıyordu. More Sentences
29	General	ağır ağır çalmak (çan)	toll v.
The bells of danger toll for them. Onlar için tehlike çanları ağır ağır çalmaktadır. More Sentences
30	General	ağır basmak	predominate v.
Unresolved issues have predominated, and the common ground has been narrow. Çözülmemiş meseleler ağır basmış ve ortak zemin dar olmuştur. More Sentences
31	General	ağır kayıplar vermek	suffer heavy losses v.
People suffered heavy losses in the eruptions. İnsanlar patlamalarda ağır kayıplar verdi. More Sentences
32	General	ağır yük asansörü	hoist n.
33	General	ağır söz	strong language n.
34	General	ağır süvari	dragoon n.
35	General	ağır ihanet	high treason n.
36	General	ağır sözler	harsh words n.
37	General	abd'nin batı kıyısının kuzeyinden güneyi açıklarına yönelen geniş, soğuk ve ağır okyanus akıntısı	california current n.
38	General	ağır silah	heavy weapon n.
39	General	ağır top	big gun n.
40	General	ağır eleştiri	scorcher n.
41	General	ağır hareketlilik	jog trot n.
42	General	ağır bir topla oynanan bir oyun	bowling n.
43	General	matem çanı gibi ağır ağır çalma	knelling n.
44	General	ortaçağda kullanılan ağır topuz	mace n.
45	General	ağır uyku	deep sleep n.
46	General	ağır eleştiri	slash n.
47	General	ağır iş	gruelling n.
48	General	suya düşen ağır bir cismin çıkardığı ses	plop n.
49	General	ağır parçacık	heavy particle n.
50	General	ağır suç türünden	flagitiousness n.
51	General	ağır iş yapan kimse	drudger n.
52	General	ağır suç	felony n.
53	General	ağır bir vuruşun çıkardığı ses	thump n.
54	General	ağır eleştiri	philippic n.
55	General	çok ağır söyleyiş	drawl n.
56	General	ağır makineli tüfek	heavy machine gun n.
57	General	ağır ve sıkıcı iş	drudgery n.
58	General	ağır ve sıkıcı bir işte çalışan kimse	drudge n.
59	General	ağır ağır yeme	nibbling n.
60	General	ağır ceza	harsh penalty n.
61	General	ağır hidrojen	deuterium n.
62	General	ağır eleştiri	razz n.
63	General	ağır kayıp	great losses n.
64	General	ağır düşme sesi	whomp n.
65	General	ağır ceza	grueling n.
66	General	ağır hidrojenli su	heavy water n.
67	General	ağır darbe	nasty blow n.
68	General	ağır hastalık	serious disease n.
69	General	ağır hareket	drag n.
70	General	ağır krema	heavy cream n.
71	General	ağır benzin	heavy petrol n.
72	General	ağır/suç oluşturan ihmal	criminal neglect n.
73	General	ağır iş	drudge n.
74	General	ağır yük	burden n.
75	General	ağır basma	preponderating n.
76	General	ağır iş	manual labor n.
77	General	sudan daha ağır olup batma durumu	negative buoyancy n.
78	General	ağır iş	moil n.
79	General	ağır iş	plodding n.
80	General	ağır iş	burden n.
81	General	ağır yakıt	heavy fuel n.
82	General	ağır günah	deadly sin n.
83	General	ağır yük arbasına koşulan kuvvetli beygir	drayhorse n.
84	General	ağır hastalık	fatal disease n.
85	General	ağır basma	preponderance n.
86	General	ağır hakaret	invectiveness n.
87	General	ağır ceza	hard labour n.
88	General	ağır işçi	manual laborer n.
89	General	ağır ticari vasıta	commercial motor vehicle n.
90	General	ağır silahlar	heavy guns n.
91	General	ağır trafik	heavy traffic n.
92	General	ağır sopa	waddy n.
93	General	kaba veya ağır bir söz yerine aynı anlamı veren daha hafif bir söz söyleyen	euphemist n.
94	General	ağır ceza	servitude n.
95	General	ağır iyonlar	heavy ions n.
96	General	ağır top	important person n.
97	General	ağır devirli motor	low speed engine n.
98	General	ağır ceza	hard labor n.
99	General	ağır kil	heavy clay n.
100	General	ağır yük arabasıyla yük taşıma ücreti	drayage n.
101	General	ağır petrol reservi	heavy oil n.
102	General	ağır çalıştırma	punishment n.
103	General	en ağır kısım (saldırı/azarlama/baskı vb'nin)	brunt n.
104	General	ağır kimse	laggard n.
105	General	ağır metal zehirlenmesi	heavy metal poisoning n.
106	General	ağır çay ziyafeti	high tea n.
107	General	ağır basma	predominance n.
108	General	orak biçimli ağır kılıç	falchion n.
109	General	ağır/kötü koku	foul smell n.
110	General	ağır yük	surcharge n.
111	General	ağır ve sesli bir vuruş	thump n.
112	General	ağır toplar	ordnance n.
113	General	ağır akan su	slow flowing water n.
114	General	ağır iş	drudgery n.
115	General	ağır deri	heavy leather n.
116	General	ağır işte çalışan kimse	drudge n.
117	General	ağır hareket eden kimse	laggard n.
118	General	hindistan polisi tarafından kullanılan uzun ağır bambu’dan yapılmış bir cop	lathi n.
119	General	ağır basma	overweight n.
120	General	ağır silahlar (top gibi)	artillery n.
121	General	ağır top	a big gun n.
122	General	ağır toprak	heavy soil n.
123	General	ağır eleştiri	animadversion on n.
124	General	ağır ağır konuşma	drawl n.
125	General	ağır araç	heavy vehicle n.
126	General	ağır para cezası	heavy fine n.
127	General	ağır yağ	heavy oil n.
128	General	ağır adam	man who acts slowly n.
129	General	ağır eleştiri	harsh criticism n.
130	General	ağır hakaret	invective n.
131	General	ağır ağır atılan adımların sesi	clump n.
132	General	ağır işler verilerek yorulma	jading n.
133	General	daha ağır	graver n.
134	General	ağır yük	weight cargo n.
135	General	ağır yük arabasıyla taşıma	drayage n.
136	General	ağır kaza	severe accident n.
137	General	ağır iş	slavery n.
138	General	ağır endüstri	heavy industry n.
139	General	ağır gidiş	crawl n.
140	General	ağır ağır konuşma	drawling n.
141	General	ağır ve sesli bir indiriş	thump n.
142	General	suçlamanın en ağır kısmı	gravamen n.
143	General	ağır ateşli silah siperi	terreplein n.
144	General	ağır hapis cezası	penal servitude n.
145	General	ağır hapis	penal servitude n.
146	General	ağır haksızlık	gross injustice n.
147	General	ağır vasıta	heavy vehicle n.
148	General	ağır yoğunluk	heavy density n.
149	General	ağır hasta	extremely sick n.
150	General	ağır hasta	very sick n.
151	General	ağır hasta	really sick n.
152	General	ağır eleştiri	hypercriticism n.
153	General	ağır çalışma şartları	heavy working conditions n.
154	General	ağır yakıtlar	heavy fuel oils n.
155	General	ağır kayıplar	severe losses n.
156	General	tedavi amacıyla ağır yaralı hastaların başka bir yere tahliye edilmesi	medevac n.
157	General	tedavi amacıyla ağır yaralı hastaların başka bir yere tahliye edilmesi	medical evacuation n.
158	General	ağır bilanço	heavy loss n.
159	General	ağır iş yükü	heavy work load n.
160	General	ağır yaralanma	horrendous injury n.
161	General	ağır kayıp	heavy loss n.
162	General	ağır ekonomik kriz	severe economic crisis n.
163	General	ağır yaralanma	serious injury n.
164	General	ağır kamyon	heavy truck n.
165	General	ağır tonajlı	heavy tonnage n.
166	General	ağır depresyon	deep depression n.
167	General	ağır travma	major trauma n.
168	General	ağır şartlar	appalling conditions n.
169	General	ağır şartlar	harsh conditions n.
170	General	ağır şartlar	severe conditions n.
171	General	ağır travma	severe trauma n.
172	General	ağır şartlar	difficult conditions n.
173	General	ağır şartlar	treacherous conditions n.
174	General	ağır şartlar	hard conditions n.
175	General	ağır zarar	grave harm n.
176	General	ağır zarar	severe loss n.
177	General	ağır zarar	severe damage n.
178	General	ağır zarar	severe injury n.
179	General	ağır tahrik	severe provocation n.
180	General	ağır tahrik	aggravated provocation n.
181	General	ağır tahrik	extreme provocation n.
182	General	ağır sanayi	heavy industry n.
183	General	ağır bedel	heavy price n.
184	General	ağır konular	heavy matters n.
185	General	ağır konu	weighty matter n.
186	General	ağır konular	weighty matters n.
187	General	ağır hasar görmüş	hard-hit n.
188	General	ağır bir suçtan dolayı hapiste yatmış kimse	ex-convict n.
189	General	ağır zeka geriliği	serious-heavy imbecility n.
190	General	ağır adam	serious-minded man n.
191	General	ağır işte çalışan	drudge n.
192	General	ağır iş	fatigue n.
193	General	ağır beton strüktür	massive concrete structure n.
194	General	ağır kazma	navvy pick n.
195	General	(belli bir kilodan) ağır	overweight n.
196	General	ağır yük	heavy burden n.
197	General	ağır hasta çocuklara tahsis edilen bakımevi	children's hospice n.
198	General	ağır eleştiri	bitter criticism n.
199	General	ağır eleştiri	trenchant criticism n.
200	General	ağır eleştiri	serious criticism n.
201	General	ağır eleştiri	fierce criticism n.
202	General	ağır eleştiri	strident criticism n.
203	General	ağır eleştiri	strong criticism n.
204	General	ağır eleştiri	sharp criticism n.
205	General	ağır işçi	slogger n.
206	General	ağır misafir	very important guest n.
207	General	ağır hareket	slow movement n.
208	General	ağır makyaj	heavy make-up n.
209	General	ağır suçluluk duygusu	a strong feeling of guilt n.
210	General	ağır eleştiri	brickbat n.
211	General	ağır iftira	gross slander n.
212	General	ağır bir eleştiri	a heavy criticism n.
213	General	ağır egzersiz	heavy exercise n.
214	General	çok ağır hakaret	gross insult n.
215	General	abd'nin nispeten eski ve ağır sanayilerini barındıran ve soğuk havanın egemen olduğu kuzey bölgesi	rust belt n.
216	General	ağır yakıt yanıkları	heavy fuel burns n.
217	General	ağır ve haksız eleştiri	strong and unfair criticism n.
218	General	ağır iş yükü	heavy job workload n.
219	General	şiddetli/ağır/sert hava şartları	extreme weather conditions n.
220	General	bir çift ağır/büyük ayakkabı	a pair of heavy shoes n.
221	General	yükte hafif pahada ağır	light in weight but heavy in value n.
222	General	ağır hizmet şartları	severe service conditions n.
223	General	ağır hizmet koşulları	severe service conditions n.
224	General	ağır çekim	slow-mo n.
225	General	ağır çekim	slo-mo n.
226	General	ağır cisim	heavy object n.
227	General	ağır/sağlam biçimde takviye edilmiş sınır	heavily fortified border n.
228	General	ağır darbe	death blow n.
229	General	ağır işitme	deafness n.
230	General	ağır ve sıkıcı iş	donkey work n.
231	General	ağır çubuk	waddy n.
232	General	ağır iş	grueling n.
233	General	ağır ceza	gruelling n.
234	General	ağır parfüm	heavy perfume n.
235	General	sandal ağacından yapılan ağır parfüm	chypre n.
236	General	uykusu ağır kimse	heavy sleeper n.
237	General	şartları çok ağır olmayan hapishane	club fed n.
238	General	ağır basan dürtü	overriding drive n.
239	General	ağır öğrenen kimse	a slow learner n.
240	General	ağır eleştiri	vitriol n.
241	General	ağır ağır gelişme	slow build up n.
242	General	ağır şaka	snark n.
243	General	ağır basma durumu	overridingness n.
244	General	ağır yemek	heavy dish n.
245	General	ağır ağır imha etme	absumption [obsolete] n.
246	General	ağır ve tempolu koşu	jogging n.
247	General	ağır depresyon	cafard n.
248	General	ağır okuma	poor reading n.
249	General	kral tantalus'un sonsuz açlık ve susuzluğa mahkum edilmesi gibi ağır ceza	tantalism n.
250	General	toplumdan dışlanma ve ağır iş cezası içeren mahkumiyet	reclusion n.
251	General	ideal ya da ahlaki boyutundan ziyade faydacı ve pratik yönü ağır basan	realistic n.
252	General	dilin ağır olması	causticity n.
253	General	ağır dil	causticness n.
254	General	filipinler'de kullanılan, uzun, ağır, tek kenarlı pala	bolo n.
255	General	ağır bacakları olan dar ve uzun yemek masası	refectory table n.
256	General	ağır yemekler	fattening dishes n.
257	General	ağır ve kutsal görev	remorse [obsolete] n.
258	General	karmaşık ve ağır hikaye	toughy n.
259	General	karmaşık ve ağır hikaye	toughie n.
260	General	ağır aksak yürüyen kimse	trudger n.
261	General	ağır aksak yürüyen kimse	slogger n.
262	General	ağır aksak yürüyen kimse	plodder n.
263	General	ağır bir darbe	tonk n.
264	General	ağır kapılar için kullanılan bir menteşe tipi	anchor and collar n.
265	General	ağır yük taşıyan kimse	atlas n.
266	General	izin verilenden fazla/ağır bagaj	excess baggage n.
267	General	izin verilenden fazla/ağır valiz	excess baggage n.
268	General	ağır top	eight-hundred-pound gorilla n.
269	General	eskrimde kullanılan en ağır kılıç türü	épée n.
270	General	ağır palto	bang-up n.
271	General	ağır işler yapan kimse	jack n.
272	General	ağır top	kahuna n.
273	General	hindistan polisi tarafından kullanılan uzun ağır bambu’dan yapılmış bir cop	lathee n.
274	General	ağır sopa	battero n.
275	General	ağır söz	violence n.
276	General	dokuma tezgahında asılı duran ağır çubuk	batton n.
277	General	çanı ağır ağır çalan kimse	knoller n.
278	General	orta ve güney amerika'da şeker kamışı, gür çalılıklar gibi bitkileri kesmek için kullanılan büyük ve ağır bıçaklı bir pala	machete n.
279	General	ağır yaralı olma	maimedness n.
280	General	ağır tempoda dans	measure n.
281	General	ağır darbe	mall n.
282	General	ahşap veya kurşundan yapılan ağır çekiç veya tokmak	malle n.
283	General	ağır sopa	waddie n.
284	General	ağır çubuk	waddie n.
285	General	vagonda ağır yükler taşıyan kimse	wagoner n.
286	General	ağır olmama (yiyecek)	liteness n.
287	General	ağır bir tür kırbaç	black snake n.
288	General	ağır bir tür kırbaç	blacksnake n.
289	General	uzun ve ağır bir tür kırbaç	blacksnake whip n.
290	General	avustralyalı aborijinlerin kullandığı sivri uçlu ağır bir silah türü	leeangle n.
291	General	ağır silahla donanmış asker	man-at-arms n.
292	General	ağır silahla donanmış orta çağ süvarisi	man-at-arms n.
293	General	ağır işçi	hack n.
294	General	ağır yenilgi	hammering n.
295	General	ağır darbe	whop n.
296	General	ağır darbe	wop n.
297	General	ağır darbenin çıkardığı ses	wop n.
298	General	ağır darbe	whap n.
299	General	ağır darbenin çıkardığı ses	whap n.
300	General	sebepsiz ve ağır prosedür	why-not [obsolete] n.
301	General	kulağı ağır işiten kimseler	hard of hearing n.
302	General	ağır işçilikle yapılmış	hard-labored n.
303	General	uç kısmı metalden yapılmış ağır sopa formunda silah	maul n.
304	General	tedavi amacıyla ağır yaralı hastaların hastaneye tahliye edilmesi için kullanılan helikopter	medevac n.
305	General	(gemiler arasında) ağır bir halatı çekmek için kullanılan daha hafif halat	messenger n.
306	General	ağır silahlarda kullanılan bir açısal ölçüm birimi	mil n.
307	General	kalın tabanlı ve ağır bir ayakkabı	work shoe n.
308	General	ağır veya uzun süreli kullanımda güvenilir çalışan şey	workhorse n.
309	General	ağır ayakkabı	brogan shoe n.
310	General	ağır bir tür ayakkabı	brogue shoe n.
311	General	ağır alkollü bira	hummingale n.
312	General	ağır eleştiri	hypercritic [obsolete] n.
313	General	orta çağ'da ağır yaralı düşmanın daha fazla acı çekmesini önlemek için canını almaya yarayan kama	misericord n.
314	General	orta çağ'da ağır yaralı düşmanın daha fazla acı çekmesini önlemek için canını almaya yarayan kama	misericorde n.
315	General	ağır ve zor işler yapan kimse	galley slave n.
316	General	ağır dayak	lounder n.
317	General	ağır giden şey	lug n.
318	General	ağır kimse	lumpkin n.
319	General	ağır yaşamlar	heavy lives n.
320	General	pahada ağır varlıklar	rich n.
321	General	ağır adım sesi	clamp n.
322	General	birmanyalıların kullandığı büyük ve ağır bir tür bıçak	dah n.
323	General	ağır işlerde kullanılan hayvanların koşum takımı	gulf n.
324	General	uzun ve ağır sörf tahtası	big gun n.
325	General	paraşütle ağır yük dağıtma sistemi	heavy drop n.
326	General	ağır hammadde üretimi	heavy industry n.
327	General	ağır şeyler kaldırma	heavy lifting n.
328	General	aşırı ağır şey	heavy weight n.
329	General	ortalamadan ağır kimse	heavyweight n.
330	General	ortalamadan ağır şey	heavyweight n.
331	General	yoğun ve ağır hava	murk n.
332	General	ağır darbe	oner n.
333	General	ağır basan şey	overbalance n.
334	General	ağır gelen şey	overbalance n.
335	General	kıyıda yuvarlanan uzun ağır dalga	roller n.
336	General	bedeli ağır hareket	russian roulette n.
337	General	ağır itham	diatribe n.
338	General	ağır tenkit	diatribe n.
339	General	geniş ve ağır yumruk	clubfist n.
340	General	ağır ayakkabı	clumper n.
341	General	(savaş gemilerinde denizcilerin kullandığı) kısa ve ağır bir kılıç	cutlas n.
342	General	ağır ve sıkıcı iş	donkey-work n.
343	General	ağır ve sıkıcı iş	draft-mule work [us] n.
344	General	ağır ve sıkıcı iş	draft-mule work [us/canada] n.
345	General	ağır ağır konuşan kimse	drawler n.
346	General	ağır ağır konuşma	drawlingness n.
347	General	ağır işte çalışan kimse	dray horse n.
348	General	ağır ağır çalışan kimse	dretch [dialect] [uk/scotland] n.
349	General	ağır iş yapan kimse	drevil n.
350	General	ağır ve sıkıcı bir işte çalışan kimse	drone n.
351	General	ağır iş yapan kimse	drone n.
352	General	ağır iş	drudge n.
353	General	ağır iş	drudgism n.
354	General	ağır işte çalışan kimse	packhorse [obsolete] n.
355	General	romalı bir piyadenin taşıdığı ağır mızraklar	pila n.
356	General	halkı ağır vergilerle ezen yağmacı	poller [obsolete] n.
357	General	orak biçimli ağır kılıç	fauchion n.
358	General	orak biçimli ağır kılıç	faulchion n.
359	General	enli ve ağır kılıç	faulchion n.
360	General	ağır zeka geriliği	feeblemindedness n.
361	General	ağır tenkit	invection [obsolete] n.
362	General	ağır eleştiren kimse	inveigher n.
363	General	ağır eleştiren kimse	inveigler n.
364	General	ağır darbe	paddywhack [obsolete] n.
365	General	afrika'nın doğusuna özgü ağır bir bıçak	panga n.
366	General	ağır ceza	penance [obsolete] n.
367	General	ağır silahlı süvarinin taşıdığı küçük dar flama	penoncelle n.
368	General	ağır kasvet	dead n.
369	General	ağır yük	dead weight n.
370	General	ağır sorumluluk	dead weight n.
371	General	ağır dönem	dog days n.
372	General	ağır imtihan	fire n.
373	General	ağır darbe	floorer n.
374	General	ağır ve sıkıcı bir işte çalışan kimse	flunkey n.
375	General	ağır ve sıkıcı bir işte çalışan kimse	flunky n.
376	General	(klasör) büyük ve ağır olma	foliosity n.
377	General	ağır ve yoğun killi toprak	gault n.
378	General	ağır ve yoğun killi toprağı kazan kimse	gaulter [dialect] n.
379	General	ağır sınav	gauntlet n.
380	General	(atın) ağır adımlarının sesi	plod n.
381	General	ağır ve riskli bir bahse girme	plunge n.
382	General	ağır harcamanın altına girme	plunge n.
383	General	ağır basma	predominancy n.
384	General	daha ağır kısım	preponderance n.
385	General	ağır kısım	preponderancy n.
386	General	ağır basma	preponderation n.
387	General	daha ağır kısım	preponderation n.
388	General	ağır işte çalışan kimse	scrub n.
389	General	ağır işte çalışan emekçi	scrub n.
390	General	yarı ağır su	semiheavy water n.
391	General	oksijen atomunun bir hidrojen ve bir döteryuma bağlı olduğu ağır su türü	semiheavy water n.
392	General	ağır darbe	siserara [dialect] n.
393	General	ağır darbe	siserary [dialect] n.
394	General	ağır deri hastalığı	crud n.
395	General	oya işine uygun ağır damasko kumaş	crumbcloth n.
396	General	ağır darbe	slam n.
397	General	ağır eleştiri	slam n.
398	General	ağır eleştiri içeren saldırı	slating n.
399	General	ağır ve sıkıcı bir işte çalışan kimse	slave n.
400	General	ağır hareket eden şey	slow n.
401	General	ağır ilerleme	slow lane n.
402	General	ağır kimse	slowback [obsolete] n.
403	General	ağır darbe	smite n.
404	General	ağır nakliyat	heavy haulage n.
405	General	ağır yük nakliyatı	heavy haulage n.
406	General	ağır yenilgi	beatdown n.
407	General	ölçümlerde kullanılan ağır nesne	poise n.
408	General	ağır buhran	prostration n.
409	General	(yumuşak ve ağır nesne) ani düşüş	squash n.
410	General	(yumuşak ve ağır nesne) yere çakılma	squash n.
411	General	ağır darbe	squat n.
412	General	kağnı gibi ağır hareket eden tip	stodge n.
413	General	çok ağır nesne	superheavyweight n.
414	General	çok ağır yük	superload n.
415	General	ağır cismin yere düşme sesi	thud n.
416	General	ağır aksan	brogue n.
417	General	ağır bir şekilde eleştirmek	slam v.
418	General	ağır davranmak	dawdle v.
419	General	ağır adımlarla yürümek	stalk v.
420	General	ağır yara almak	be heavily wounded v.
421	General	ağır ve gürültülü bir şekilde indirmek	thump v.
422	General	ağır hasta son günlerini yaşamak	sink fast v.
423	General	ağır konuşmak	drawl v.
424	General	ağır yara almak	be badly injured v.
425	General	ağır ağır çalmak (çanı)	toll v.
426	General	ağır adımlarla yürümek	plod along v.
427	General	altında ezilmek (sorumluluk ağır bir iş vb)	be overwhelmed with v.
428	General	ağır basmak	turn the scale v.
429	General	ağır yenilgiye uğratmak	hammer v.
430	General	ağır gelmek	preponderate v.
431	General	ağır iş yapmak	drudge v.
432	General	ağır basmak	overbear v.
433	General	yükte daha ağır çekmek	outbalance v.
434	General	ağır bir dille eleştirmek	chew up v.
435	General	ağır basmak	have strong influence v.
436	General	saldırının en ağır kısmını çekmek	bear the brunt of v.
437	General	kafasına ağır bir darbe indirmek	brain v.
438	General	ağır eleştirmek	razz v.
439	General	ağır iş yapmak	grub v.
440	General	ağır nota çıkarmaya çalışmak	pick out v.
441	General	kapağı kapalı ve ağır ateşte pişirmek	stew v.
442	General	ağır bir yenilgiye uğratmak (büyük bir orduyla)	overwhelm v.
443	General	ağır ilerlemek	plod v.
444	General	ağır konuşmak	scorch v.
445	General	ağır basmak	overbalance v.
446	General	ağır ve sıkıcı bir iş yapmak	drudge v.
447	General	ağır biçimde suçlamak	chastise v.
448	General	ağır işitmek	be hard of hearing v.
449	General	ağır eleştirmek	rap somebody over the knuckles v.
450	General	ağır eleştirmek	score v.
451	General	ağır davranmak	move slowly v.
452	General	ağır çalışmak	plod v.
453	General	ağır bir cisimle vurmak	bludgeon v.
454	General	ağır adımlarla yürümek	pound v.
455	General	ağır adımlarla yürümek	tramp v.
456	General	ağır ezgi fıstıki makam konuşmak	drawl v.
457	General	ağır sopa ile vurmak	waddy v.
458	General	ağır suç işlemek	commit a serious crime v.
459	General	ağır konuşmak	have a rough tongue v.
460	General	ağır ağır ve güçlükle ilerlemek	wade through v.
461	General	ağır basmak	override v.
462	General	ağır basmak	loom large in v.
463	General	ağır suç işlemek	commit a serious offense v.
464	General	ağır çekmek	heavy v.
465	General	ağır hasta olmak	be in a bad way v.
466	General	ağır ağır azalmak	waste away v.
467	General	en ağır hasarı görmek	take the hardest strike v.
468	General	kulağı ağır işitmek	be hard of hearing v.
469	General	ağır basmak	have a nightmare v.
470	General	ağır söylemek	use hard words v.
471	General	ağır ağır yürümek	stomp v.
472	General	ağır eleştirmek	slash v.
473	General	ağır yara almak	be injured seriously v.
474	General	ağır çekmek	be heavy v.
475	General	ağır gelmek	find something difficult v.
476	General	altında ezilmek (sorumluluk ağır bir iş vb)	be overwhelmed by v.
477	General	ağır çekmek	preponderate v.
478	General	ağır yürümek	plod v.
479	General	ağır ve gürültülü bir şekilde vurmak	thump v.
480	General	ağır adımlarla yürümek	clump v.
481	General	ağır kaçmak	be offensive v.
482	General	ağır ağır çıkmak	trudge up v.
483	General	ağır konuşmak	say some hard things v.
484	General	ağır basmak	militate v.
485	General	ağır çalışmak	sweat v.
486	General	ağır vergi koymak	overtax v.
487	General	ağır ya da düzgün adımlarla yürümek	pace v.
488	General	daha ağır gelmek	outweigh v.
489	General	ağır çekmek	outbalance v.
490	General	ağır gelmek	offend somebody's feelings v.
491	General	ağır işler yapmak	drudge v.
492	General	ağır eleştirmek	scorch v.
493	General	ağır ağır koşmak	jog v.
494	General	ağır krize girmek	go into a grave crisis v.
495	General	ağır kriz geçirmek	go through a grave crisis v.
496	General	ağır krize sokmak	throw into grave crisis v.
497	General	ağır kayıplar verdirmek	inflict heavy losses v.
498	General	ağır kayıplara uğramak	suffer heavy losses v.
499	General	ağır bir travma geçirmek	suffer a severe trauma v.
500	General	ağır bir travma geçirmek	go through a severe trauma v.